Gölgede D Vitamini Alınır mı? Güneşle İnsan Arasındaki Kadim İlişkinin İzinde Bir tarihçi olarak, insanlığın gökyüzüne bakışında gizli anlamlar ararım. Güneş — kadim uygarlıklardan günümüze kadar, yalnızca bir ışık kaynağı değil; yaşamın, inancın, hatta kimliğin sembolü olmuştur. Antik Mısır’da Ra, yaşamın kendisiydi. Antik Yunan’da Apollon’un ışığı bilgiyle özdeşleşmişti. Orta Çağ’da bile güneş ışığı Tanrı’nın kudretinin bir tezahürü sayılmıştı. Bugün ise modern çağın insanı, aynı ışığı biyokimyasal bir denklemle açıklar: D vitamini sentezi. Peki ya gölgede durduğumuzda bu bağ tamamen kopar mı? Gölgede D vitamini alınır mı? sorusu, aslında geçmişle bugünün kesiştiği bir kavşakta durur. Güneşin Tarihsel Rolü: İnançtan Bilime İnsanoğlunun…
Yorum BırakGüçlü Fikirler Blogu Yazılar
Kuran’da Kan Yenilmesi Yasak mı? İnanç, Bilim ve İnsan Hikâyeleriyle Derinlemesine Bir Yolculuk İnsanlık tarihinin en eski sorularından biri, neyin “helal” neyin “haram” olduğudur. Bu sorular, sadece dini inançları değil, aynı zamanda kültürel alışkanlıkları, sağlık anlayışını ve ahlaki değerleri de şekillendirir. “Kuran’da kan yenilmesi yasak mı?” sorusu da tam olarak bu kesişim noktasında yer alır. Bu yazıda yalnızca kutsal kitabın ne söylediğini değil, bu yasağın ardındaki hikâyeyi, bilimsel verileri ve gerçek hayattaki etkilerini birlikte inceleyeceğiz. Kuran’da Kan Yasağı: İlahi Buyrukla Başlayan Yol İslam dini, insanın ne tüketip ne tüketemeyeceğine dair açık ve detaylı rehberlik sunar. Kuran-ı Kerim’de kanın tüketimiyle ilgili…
4 YorumFasulyeye Karbonat Neden Konur? Tarihsel Bir Gelenekten Bilimsel Bir Tartışmaya Fasulyeye karbonat koymak, ilk bakışta yalnızca mutfakla ilgili küçük bir detay gibi görünür. Ancak bu küçük detay, hem tarihsel hem de kimyasal olarak insanlığın doğayla kurduğu ilişkiyi anlamak açısından oldukça anlamlıdır. Karbonatın mutfaktaki rolü, yüzyıllardır devam eden bir bilgi aktarımının, pratik zekânın ve toplumsal deneyimin ürünüdür. Bugün hâlâ birçok kişi “Fasulyeye karbonat neden konur?” diye sorarken, aslında geçmişle bilimin kesiştiği bir noktaya temas eder. Tarihsel Arka Plan: Gelenekten Deneyime Karbonatın mutfaklarda kullanılma tarihi 19. yüzyılın sonlarına uzanır. Modern anlamda “sodyum bikarbonat” olarak bilinen bu madde, Avrupa’da ilk kez ekmeklerin kabarması…
8 YorumEn İyi Hibrit Otomobil Hangisi? Felsefi Bir Yaklaşım Felsefenin doğasında, her şeyin ardında derin bir soru yatmaktadır. İyi, doğru, güzel… Bu kavramlar, yalnızca belirli bir bağlama ya da ölçüte göre değil, sürekli sorgulanan ve yeniden şekillendirilen değerlerdir. Bugün, teknoloji ve çevre bilinci arasında bir denge kurmaya çalışan hibrit otomobillerin en iyisini ararken, bu soruyu sormak daha derin bir anlam taşır: En iyi hibrit otomobil hangisidir? Bu soru, yalnızca bir ürünün özelliklerine odaklanmakla kalmaz, aynı zamanda etik, epistemolojik ve ontolojik açıdan da sorgulanmalıdır. Bir filozof olarak, nesneleri ya da kavramları değerlendirirken, onların varoluşsal, bilgilendiren ve ahlaki bağlamlarını dikkate alırım. Hibrit otomobiller,…
Yorum BırakBişşek Ne Demek? Kültürün Sessiz Sembolü Üzerine Antropolojik Bir Yolculuk Kültürleri anlamak, bazen sadece kelimelere kulak vermekle mümkündür. Bir antropolog olarak, dillerin ve deyimlerin içinde gizlenen anlamların, toplumların en derin katmanlarını açığa çıkardığına inanırım. “Bişşek” kelimesi de bu türden bir kültürel anahtardır. Her ne kadar yerel bir ifadeyle sınırlı görünse de, aslında topluluk hafızasında taşıdığı anlam, bir yaşam biçiminin sessiz ifadesidir. Bu yazıda Bişşek ne demek? sorusunu, ritüeller, semboller, topluluk yapıları ve kimlikler çerçevesinde inceleyerek, dilin kültürle nasıl iç içe geçtiğini antropolojik bir bakışla ele alacağız. Bişşek: Kelimeden Kültüre Uzanan Yol Bişşek, Anadolu’nun bazı bölgelerinde günlük konuşmada kullanılan bir sözcüktür.…
Yorum BırakKelimelerin Gücüyle Çocuk Ruhuna Dokunmak: Aşırı Sinirli ve İnatçı Çocuğa Nasıl Davranmalı? Edebiyat, insana kendini ve ötekini anlama imkânı verir. Her karakter, her hikâye, her kelime aslında ruhun aynasıdır. Bir çocuğun öfkesine, inatçılığına ve sessiz çığlıklarına da bu aynadan bakabiliriz. Çünkü bir çocuk, tıpkı bir karakter gibi, yaşadığı dünyayı kelimelerle değil duygularla anlatır. Biz yetişkinlerin görevi, o duyguların dilini çözmektir. Çocuğun Öfkesi: Bir Karakterin İç Monoloğu Gibi Victor Hugo’nun “Sefiller”’inde küçük Cosette’in korkularına nasıl dokunuyorsak, sinirli bir çocuğun da iç dünyasına aynı duyarlılıkla yaklaşmalıyız. Öfke, bir çocuğun savunma biçimidir. Tıpkı Dostoyevski karakterlerinin kendi karanlıklarıyla mücadele etmesi gibi, bir çocuk da…
Yorum BırakKanonik Temsilci Nedir? Toplumsal Cinsiyet ve Adalet Perspektifinden Derinlemesine Bir Yolculuk Bazı kavramlar vardır ki, yalnızca akademik dünyada değil, toplumsal yaşamın her alanında yankı bulur. “Kanonik temsilci” de tam olarak böyle bir kavram. İlk bakışta soyut ve teknik gibi görünse de, aslında kimlerin sesinin duyulduğunu, hangi kimliklerin görünür kılındığını ve toplumun “merkezinde” kimin durduğunu anlamamızda kritik bir rol oynar. Bu yazıda, kanonik temsilci kavramını yalnızca teorik bir terim olarak değil; toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet merceğinden ele alarak birlikte çözümleyelim. Hazırsanız, bu kavramın ardındaki görünmeyen güç ilişkilerini birlikte keşfedelim. — Kanonik Temsilci Nedir? Temel Bir Kavrayış “Kanonik temsilci”, en…
Yorum BırakTürk Gölge Oyunları: Işığın ve Gölgenin Felsefi Diyalektiği Bir filozof için gölge yalnızca karanlığın değil, bilginin de metaforudur. Epistemoloji açısından gölge, hakikatin yalnızca bir yansımasıdır; Platon’un mağara alegorisinde olduğu gibi, insanın gördüğü gölge gerçeğin kendisi değil, onun suretidir. Türk gölge oyunları, bu felsefi düşünceyi sanatın diliyle sahneye taşır. Karagöz ve Hacivat’ın perdenin arkasında doğan ironik diyalogları, aslında insanın varlık, bilgi ve ahlakla kurduğu ilişkinin tiyatral bir ifadesidir. Ontolojik Boyut: Varlığın Gölgesi mi, Gölgenin Varlığı mı? Ontoloji, varlığın doğasını sorgular. Türk gölge oyunları bu sorguyu derinleştirir: Karagöz bir gölge midir, yoksa gölgenin ardındaki bir varlık mı? Deriden kesilmiş figürler, perdeye yansıtıldıklarında…
Yorum BırakHüzmesi Ne Demek? Gücün, Görünürlüğün ve Toplumsal Işığın Siyaset Bilimindeki Yansımaları Bir Siyaset Bilimcinin Penceresinden: Işığın Gölgesiyle Yüzleşmek Her toplum, kendi ışığını üretir; kimi zaman aydınlatmak, kimi zaman da gölge yaratmak için. “Hüzme” kelimesi, bu anlamda yalnızca fiziksel bir ışık demeti değil, aynı zamanda iktidarın yönlendirdiği görünürlük alanıdır. Bir siyaset bilimci için hüzme, toplumun nereye bakacağını, neyi görüp neyi görmeyeceğini belirleyen bir metafordur. Hüzmesi ne demek? sorusu, yalnızca bir sözlük tanımıyla değil, bir iktidar analiziyle cevaplanmalıdır. Çünkü modern dünyada, ışık dahi politiktir. Işığın Siyaseti: Görünürlük Üzerinden Denetim Michel Foucault’nun “iktidarın gözetim hüzmesi” dediği şey, modern toplumun en sessiz ama en…
Yorum BırakKambiyo Yapmak Nedir? Para, Belgeler ve Dijital Çağ Arasında Bir Değişim Sanatı Kambiyo yapmak deyince aklımda sadece döviz bozdurmak değil, “değişimin” kendisi canlanıyor. Bu yazıyı, para dünyasının görünen yüzü ile hukukî altyapısının gizli odalarını birlikte keşfetmek için yazıyorum. Aramıza katıl: Gelin, kökenlerden bugüne, bugünden yarına uzanan bir yolculukta hem akla hem kalbe hitap eden bir sohbet kuralım. Kambiyo Yapmak Nedir? (Kısa Tanım, Geniş Ufuk) Kambiyo yapmak, en basit hâliyle para değişimi demektir: TL’yi dövize çevirmek, dövizi TL’ye çevirmek, farklı dövizler arasında takas yapmak gibi. Ama yalnızca bu değil. Türk hukukunda “kambiyo”, kıymetli evrak alanında da köklü bir kavramdır ve poliçe,…
Yorum Bırak